ALMANYA GÜNLÜĞÜ 2

Konstanz/ALMANYA

7 Ağustos 2020

30 Temmuz yirmide Barbi ve Mehmet’le bir WhatsApp grubu kurduk. Felaketler senesi diye adlandırılan 2020 senesinin yedinci ayında. Birkaç gün Almanya, İsviçre ve Fransa’yı gezmek için. Öncesinde de konuşmuştuk bu konuyu. Sonunda kararlaştırdık: Almanya-İsviçre-Fransa üçgeninde olacağız. Karavan kiralama, çadır, rota mevzuları, birlikte alınacaklar, sağlık sigortası işleri, kovid 19’lar falan. Gündem bunlardı. Kalacak yer olayı büyük sorundu. Oteller 2 gecelik konaklama için 160 frank civarı bir ücret talep edip bizi tek bir konuma bağlıyordu. Üstelik buralarda yer bulmak da zordu. Bu yüzden çeşitli noktalarda gecelemek üzere çadırlarda kalmaya karar vermiştik.   

7 Ağustos günü Mısra Nil’in rutin doktor kontrollerinden biri vardı. Kontrolden sonra Mehmet’i ve Hülya’nın bir gün öncesinden hazırladığı sarma, poğaça ve kekleri aldım, yola koyulduk.

Saat 15.30, hava 30 derece civarlarında, güzel ve güneşli. Yaklaşık üç saat sonra Dunantstraße 7 numaranın önündeyiz ve kurt gibi açız. Barbi’yi defalarca aradıktan sonra kendisine ulaşabildik sonunda ve hemen gidip bir dönerci bulup karnımızı doyurduk. Ben daha önce birkaç kez Freiburg’a gelmiştim, Mehmet ise ilk kez bulunuyordu burada. Bir kez daha gezdim Freiburg’u, Mehmet’e eşlik ettim ki biliyordum: Barbi belki onlarca kez birilerine eşlik etmişti bu şehirde. Birkaç saat şehrin sokaklarında dolaştıktan sonra daha önce kahve içtiğim Portofino Cafe’ye uğrayıp dondurma yedik. Uzun süre sonra yediğim en güzel dondurma olmuştu bu. Hemen sonra Barbi’nin eve geldik.

Oturduğu evden memnun değildi Barbi ve evden çıkmak istiyordu. Almanya’da bir eve kiracı olarak girdikten sonra oradan çıkmanın birkaç yolu var. Ya kira sözleşmesinin süresinin dolmasını bekleyeceksiniz ya yerinize oturacak bir kiracı bulacaksınız ya da evden çıkmadan üç ay önce ev sahibine yazılı tebligat yapacaksınız. Barbi’nin biraz acelesi olduğundan ne sözleşmenin süresinin dolmasını ne de üç ayın geçmesini bekleyecek vakti vardı. Daha ucuz bir ev bulmuştu ve çift kira ödememek için bir an önce şu an bizim de çatısının altında pineklediğimiz evden çıkması gerekiyordu. Almancası olmadığından Almanlarla diyaloğa geçme konusunda çok sıkıntı çekiyordu. Ev sahibi ile görüşmemi rica etti ve adamı aradım. Beni, adamın berbat güneyli aksanına maruz bıraktığın için Barbi, ne kadar kızsam azdır. Daha önce bu kadar kötü bir Almancaya maruz kaldığımı hatırlamıyorum. Neyse ki mesele basitti: Barbi’nin evden çıkma talebini iletip randevu isteyecektim ev sahibinden. Bir şekilde anlaştık beyefendiyle. Sorun çözüldü sayılır. Kendi işimize döndük. Saatler süren plan program işleriyle uğraştık ve o gece oldukça geç uyuduk.

8 Ağustos 2020

Dolayısıyla geç uyandık. Bir şeyler atıştırdıktan sonra yola çıktık. Hava temiz ve sıcak. Önce Konstanz/ALMANYA dedik. Yaklaşık 130 km yolumuz var. Yol birkaç saat sürüyor ve sonunda Konstanz’a giriyoruz. İsviçre sınırında, 86 bin nüfuslu bir şehir burası. Yine her yerde heykeller. İnsanlar kayaları yontuyor. Azmış gibi insanlar. Kayalardan insanlar yapıyor. Kayalar insanlardan çok yaşıyor. Her yerde.

Biraz yürüdükten sonra Münster Meydanı’na varıyoruz, bizi Münster Katedrali karşılıyor küçücük meydanda. Bu Münster ismi Almanya’da pek meşhur. Meydanlara, kilise ve katedrallere verilmiş de verilmiş. Eski şehrin tarih kokan ara sokaklarına giriyoruz. Benim ellerim ceplerimde. Mehmet yanımda yürüyor, Barbi hep en önde. Hep bir yerlere yetişmek telaşında gibi bir havası var. Biz hariç her şey çok nizami. Sokaklar. Duvarlar. Köprüler. Binalar. Yerler taştan. Şehri aydınlık bir bej rengi kucaklamış. Katedral sanki tüm şehre rengini bulaştırmış. Ne zaman bir Avrupa şehrine girsem böyle hissediyorum hep: Şehrin en büyük ya da meşhur yapısı hangi renkse bütün şehir onun rengini alır. Gibi.   

Ren Nehri üzerine kurulu Bisiklet Köprüsü’nün (Fahrradbrücke) üzerindeyiz. Köprü sadece bisiklet ve yaya trafiğine açık. Bisikletliler çoğu yerde dokunulmaz. Kendilerine ait yolları var, normal trafikte kendilerine ait trafik ışıkları var. Kendi olarak varlar. Gayet özgürler şehir trafiğinde. Ayrıca örneğin bir bisikletliyi sollarken en az bir buçuk metre mesafe bırakılmalısınız sağınızda. Üstelik bu kuralın ihlali, ehliyet sınavında (sürüş) direkt kalma sebebi. Neyse. Köprünün üstünde birçok fotoğraf çektiriyoruz Barbi ve Mehmet’le.

Köprüden bakınca yaklaşık 1200 yılında inşa edilmiş Rheintorturm (kulesi) görünüyor. En arkada ise meşhur Ren Köprüsü (Rheinbrücke). Ren Köprüsü’nün altından geçiyoruz. Köprü altı dediğin böyle olur:  

Tertemiz. Sanat kokuyor. Duvar resimleri çok güzel, rengârenk. Diğer uca çıkıyoruz ve Ren Köprüsü’ne bir de diğer perspektiften bakıyorum. Böylesi kötü. Üzeri bayraklarla donatılmış. Gözümüz Türk bayrağını arıyor ama yok. İsviçre, Almanya, İsrail, İsveç ve Çin’in bayrakları ilk gözümüze ilişen ve Ren Nehri’nde kanocular. Sıkılıyoruz. Devam ediyoruz yürümeye. Karşımıza bir bina çıkıyor. Binanın bize dönük cephesinde kocaman puntoyla “Willst du mit mir geh’n, wenn mein Weg ins Dunkel führt?” yazıyor. Barbi’nin Almancasını tecrübe etmek için soruyorum, bir iki kelime yardımıyla birlikte doğru çeviri geliyor: Yolum karanlığa çıksa (da) gelir misin benimle? Sanırım Konstanz tiyatrosundan bir tanıtım.  

Münster Katedrali’nden çan sesleri geliyor kulaklarımıza. Usul usul ve nizami. Arabaya yürüyoruz. Hava müthiş sıcak, boğuyor. Arabaya binip alışveriş yapmak üzere Lidl’a gidiyoruz. Esas rotamız İsviçre. Bu yüzden Konstanz’da çok kalmak niyetinde değiliz zaten. İsviçre’de her şey çok pahalı olduğu için alışverişimizi Almanya sınırlarında yapmak daha makul. İsviçre tarafında sınırda yaşayanlar da zaten gelip Almanya’dan yapıyormuş haftalık/aylık alışverişlerini.

Aldığımız her ürünün arkasına bakıyoruz, bu yüzden biraz uzun sürüyor alışveriş. Gözlerimiz Schwein, Speck, Gelatine, Bacon, Alkohol, Wein, Licor gibi kelimeleri arıyor. Böyle her ürünün arkasına bakmak çok zahmetli oluyor çoğu kez. Sebze, meyve, ekmek, içecek, kahvaltılıklar, konserve falan alıp arabaya yüklüyor, düşüyoruz İsviçre yoluna. Kısa sürüyor Konstanz gezisi. Esas amacımız zaten İsviçre.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Instagram
Takip Edin!